YEME-İÇME
Beslenmek, insanlığın kültürü var etmesiyle beraber değişmiş ve değişmekte olan en büyük eylemlerimizden biridir.
Ateşin aş ile buluşmasından binlerce yıl sonra beslenmek, artık keyif almaya ve bir çeşit tadım deneyimine evrilen bir yeme şekline dönüşmüştür.
''Arura bu noktada size kentin onlarca farklı etnik reçetelerini Mezopotamya’dan Anadolu’ya kadar çok geniş bir yelpazede sunuyor.''
Burada tadım deneyimleriniz kültürel kolektif hafızamızın da bir parçasıdır.
Çünkü bu kentin mutfakları ayrı, tencereleri birdir. Arura, güneşin rengine boyanan şehirde, göğün sofrasına da buyur ediyor sizi.
Güneşte pişen yemeklerde Şamaşın izi, destanların sesi var.
Leb-i Mezopotamya olarak tabir ettiğimiz teraslarımızda “Kırlangıç Vakti” saatlerinde bize ve soframıza ortak olmaya…